Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 21 Haziran 1959 tarihinde Avrupa Konseyi bünyesinde kurulmuş uluslararası bir mahkemedir ve Fransa’nın Strazburg kentinde yer almaktadır. Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda; bireylerin, tüzel kişilerin, diğer devletlerin, belirli usuli kurallar dâhilinde başvurabileceği bir yargı kurumudur.
AİHM, ana sözleşme ve ek protokollerine taraf olan ülkelerin yargı yetkisi alanındaki hak ihlallerine ilişkin, mağdur edilmiş kişilerin başvurusu doğrultusunda kararlar veren, temel insan hakları ve özgürlüklerini ihlal eden devletlere karşı yaptırımlar uygulayabilme gücüne sahip kurumdur. AİHM kararları çerçevesinde, taraf devletlerin kanunlarının ve idari uygulamalarının değiştirilmesi ve sözleşmeye uygun hale getirilmesi, bu doğrultuda taraf devletlerde asgari temel hak ve özgürlükler standardı oluşturulabilmesi amaçlanmaktadır. AİHM içtihatlarının temel rolü, sözleşmeye ve ek protokollere taraf devletlerin, insan haklarına bağlı, demokratik birer hukuk devleti olarak ilerlemelerini sağlamaktır.
Mahkemeye yapılacak başvurular, AİHM’in sitesinde bulunan form ile gerçekleştirilir ve formun posta yolu ile gönderilmesiyle başvuru süreci başlar. Sözleşme uyarınca iki çeşit başvuru bulunmaktadır. Bu yollar şöyledir;
- Devletlerarası başvurular (Sözleşmenin 33. maddesi)
- Bireysel başvurular (Sözleşmenin 34. maddesi)
Mağdurların uğramış olduğu hak ihlalinden dolayı mahkemeye yapacakları bireysel başvurularda en önemli nokta, ana sözleşmenin 35. maddesi ve AİHM İç Tüzüğü’nün 47. maddesi ışığında “kabul edilebilirlik” koşullarına haiz başvuru olmasıdır. Başvurular, AİHM’in belirlediği kabul edilebilirlik koşullarına uygun hazırlanmalı, başvuru formu eksiksiz doldurulmalı ve imzalanmalı, istenen belgelerin tamamının dosyaya sunulduğuna emin olunmalıdır. Kabul edilebilirlik kriterleri, AİHM başvurularında birincil öneme sahiptir, öyle ki kabul edilebilirlik kriterlerini sağlamayan başvurular, herhangi inceleme yapılmaksızın yalnızca bu nedenle doğrudan reddedilecektir. Kabul edilebilirlik koşulları özetle şöyledir;
- Başvuru, AİHM internet sitesinde yer alan matbu form ile yapılmaktadır. Başvurucu, başvurusunu formda belirtilen yönlendirmelere uygun ve eksiksiz doldurulmalıdır. İhlale konu olaylar kısa ve öz şekilde özetlenmelidir, bu bilgiler 20 sayfayı geçmemelidir. Başvurucuya ait kişisel bilgiler eksiksiz doldurulmalı ve form imzalanmalıdır.
- İç hukuk yolları tüketildikten sonra 6 aylık süre içinde başvuru gerçekleştirilmelidir. Başvuru tarihi, başvuru dilekçesinin AİHM’e ulaştığı tarihtir. Başvuru dilekçesi postaya 6 aylık süre içinde verilmiş, ancak posta başvuruyu 6 aylık süre dolduktan sonra mahkemeye teslim etmişse, mahkeme başvurunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle kabul edilemezlik kararı verecektir. (AİHM’e başvurma hakkı, iç hukuk yollarının tüketilmesinden itibaren 6 aydır, fakat 15. Protokolün yürürlüğe girmesiyle bu süre 4 aya indirilmiş olacaktır.)
- Başvuru hakkı açıkça kötüye kullanılmamalıdır. Bu duruma örnek olarak, başvuru dilekçesinde yoğun hakaret içeren dil kullanılması verilebilir.
- Mahkemeye veya başkaca uluslararası kuruluşa daha önce başvuru yapılmışsa, AİHM bu halde kabul edilemezlik kararı vererek dosyanın esasını incelemeyecektir. Örneğin; aynı ihlale ilişkin, aynı zamanda Birleşmiş Milletler İnsanlar Hakları Komitesi’ne de başvuru yapılması halinde, AİHM başvuru esasını incelemeksizin kabul edilemezlik kararı verecektir.
- Başvurunun kişi, yer, zaman ve konu bakımından uygun bir başvuru olması gerekmektedir. Bu şartlar sırasıyla ve özetle şöyledir;
- başvuru hakkına sahip kişi tarafından başvurunun yapılması,
- aleyhinde başvurulan devletin yargı yetkisi sınırlarında ihlalin gerçekleşmiş olması,
- aleyhine başvurulan devletin sözleşmenin veya ek protokollerinin ihlal edildiği tarihte sözleşmeye ve ek protokollere taraf olması,
- başvurucu tarafından dayanılan hakkın sözleşmede veya ek protokollerde korunmuş olması gerekmektedir.
- Başvurucu mağdurun uğramış olduğu zarar önemsiz bir zarar olmamalı ve başvuru açıkça temelsiz olmamalıdır.
Özetle, AİHM başvurularında birincil ve en önemli husus, kabul edilebilirlik koşullarına haiz bir başvurunun yapılmış olmasıdır. Eğer, usulüne uygun, kabul edilebilir bir başvuru bulunmuyorsa, mahkeme herhangi bir inceleme yapmaksızın başvuruyu reddedecektir. Başvuru formunda yer alan talimatlara uygun, yeterli açıklıkta başvuru yapılmalıdır. İhlale konu vakıa, tek tek anlatılmalı ve başvurulan iç hukuk yolları sırasıyla özetlenmeli, iç hukukta alınan kararlar başvuru dilekçesi ekinde ibraz edilmelidir. Bireyler, avukat olmaksızın başvuruda bulunabileceği gibi, başvurudan sonra verecekleri yetki belgesiyle başvurunun avukat aracılığıyla takip edilmesini de sağlayabilmektedir. Son olarak belirtmek gerekir ki, mahkemeye başvurular Türkçe dahil olmak üzere taraf devletlerin resmi dilinde yapılabilir ancak başvurudan sonraki tüm işlemler, AİHM’in resmi dili olan Fransızca ve İngilizce dillerinde yürütülecektir.